Welcome to Our Website

Bankada döviz hesabı olanlar şaşkına döndü: Dolar kurunda 10 ay sonra bir ilk yaşandı

Türkiye’de 2018 yılında yaşanan sistem değişikliğinin en büyük yansıması ekonomi alanında görülürken, bu değişikliğin ardından dolar kuru önlenemez bir yükselişe başlamıştı.

Türk lirasında yaşanan yüksek değer kaybı, vatandaşın cebine enflasyon ve hayat pahalılığı olarak yansırken, özellikle 2021 yılının son çeyreğinde meydana gelen dolar krizi, iktidarı radikal adımlar atma konusunda cesaretlendirdi ve 21 Aralık 2021 tarihinde Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi hayata geçirildi.

Başlangıçta sınırlı bir cazibe ile bir kısım yatırımcıların ilgisini çeken uygulama, 2022 yılının Haziran ayında başlayan ‘seçim ekonomisi’ ile yeni teşvikler elde etti. Hükümet, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesinde yeni bir kur krizi yaşanmaması için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) aracılığıyla her türlü döviz talebini baskılayacak kararları hayata geçirirken, yatırımcıya getirisi yüksek tek seçenek olarak KKM kaldı.

Seçim öncesi doldurulan sistem, 28 Mayıs sonrası yaşanan kur ataklarının ardından Türkiye ekonomisinin en büyük problemlerinden biri haline geldi. Vergi mükelleflerinin ödemeleri ile doldurulan Hazine’den milyarlarca dolar KKM sahiplerine ödeme gerçekleştirilirken, göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi söz konusu uygulamanın sürdürülebilir olmadığını belirterek tasfiye sürecine başladı.

18 Ağustos tarihinde 3 trilyon 407 milyar 948 milyon lira ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşan KKM mevduatı, bu tarih sonrasında Merkez Bankası tarafından atılan tasfiye adımları ile baş aşağı bir düşüş gösteriyor.

KKM’deki düşüş 7 haftadır kesintisiz sürerken, özellikle geçtiğimiz hafta yaşanan 75 milyar liralık erimenin ardından bu hafta da sistemden 73 milyar liralık çıkış olması iktidar cephesinde yüzleri güldürdü.

19 Ekim itibarıyla BDDK’nın yayınladığı rapora göre havuzda bulunan mevduat dolar cinsinden de büyük bir gerileme gösterirken, 7 haftalık düşüşler ile 3 trilyon 155 milyar 686 milyon liraya kadar düşüş gözlemlendi.

Uzmanlar, bu hızda erimenin devam etmesi halinde KKM’nin 2024 yılının yaz aylarına kadar tamamen sonlanacağına dikkat çekerken, uygulamadaki çıkışı hızlandıran adımın ise 25 Eylül tarihinde TL dönüşümlü KKM hesaplarına sunulan taban faiz zorunluluğuna son verilmesi olduğu iddia edildi.

Özellikle kamu bankaları, TCMB’nin 25 Eylül tarihli kararı sonrasında politika faizi sundukları KKM müşterilerine yönelik faiz oranınızı yüzde 30 seviyesinden yüzde 5.25’e indirdi. Merkez Bankası tarafından bir süredir sürdürülen arka kapı müdahaleleri nedeniyle dolar/TL paritesinde büyük bir yükseliş yaşanmıyor oluşu, KKM’de bulunanların faiz gelirlerinin de sınırlanmasıyla birlikte uygulamayı dezavantajlı bir duruma getirdi ve çıkışları hızlandırdı.

Bİrçok banka TL mevduat faizlerini yüzde 45 seviyelerine çıkararak son 20 yılın en yüksek mevduat faizini sunarken, dövizden dönüşümlü KKM hesabı sahiplerine, varlıklarını TL yapmaları halinde bu faiz oranı yüzde 50’nin üzerinde teklif edilmekte.

Kur artışlarının ilerleyen haftalarda beklenen seviyede olmayacağını düşünen yatırımcıların önemli bir bölümü, varlıklarını sistemden çekerek cazip orandan TL mevduatından yararlanmayı düşünmekte.

Buna karşın BDDK, yayımladığı raporlarda KKM havuzundaki paranın ne kadarının Türk lirası dönüşümlü, ne kadarının ise dövizden dönüşümlü olduğunu belirtmiyor.

Ekonomistler, gelecek haftalarda Merkez Bankası’nın kaçınılmaz olarak döviz dönüşümlü hesaplar için de yeni kısıtlamalar getirmesini beklerken, bu hamlelerin gelmesi halinde KKM’deki kopuşların çok daha büyük boyutlara ulaşacağı bekleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın koordine ettiği süreç, şu aşamaya kadar hedeflendiği gibi gelse de sistemin tasfiyesinde 2 büyük problem var.

İlk olarak KKM’den çıkışları finanse edebilmek için yeterli döviz rezervine sahip olmayan Merkez Bankası, Şimşek tarafından yapılan yurt dışı ziyaretlerinden de beklediğini bulamadı. Yabancı yatırımcı, son yıllarda yürütülen ekonomik politikalar nedeniyle Türkiye pazarına yönelik tedirgin bakışını sürdürürken, KKM’ye yönelik tasfiye operasyonunun sürdürülebilmesi için ülkeye sıcak para girişi şart.

Kış aylarında ödenecek dış borç ödemeleri nedeniyle TCMB rezervlerinin bir an önce artırılması hedeflenirken, bu senaryonun gerçekleşmemesi halinde Türkiye’de yeni bir kur krizi patlak verebilir.

TCMB, KKM’deki erimeyi finanse edebilecek dövize sahip olmaması halinde hesap sahiplerinin paniğe kapılarak daha hızlı şekilde döviz tevdiat hesaplarına yönelebileceğini belirten uzmanlar, Türkiye’nin acil olarak yurt dışından sıcak para getirmesinin şart olduğuna dikkat çekmekte.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

....