Varlığı Dert Yokluğu Yara Olan Türk Lirasının Tarihi Geçmişi
9 mins read

Varlığı Dert Yokluğu Yara Olan Türk Lirasının Tarihi Geçmişi

Napolyon Bonapart’ın savaşı kazanmak için 3 şey lazım dediği para günümüzde savaş alanında değil her alanda bizi en güçlü yapan şey. Eskiden altından yapılan daha sonra yerini gümüş ve banknotların aldığı para Lidyalıların bize armağanı mı yoksa laneti mi bilinmez ama bu yazıda sizinle Türk lirasını yakından tanıyalım istedim. Paramızın tarih yolcuğunda bana eşlik eder misiniz?

1. Osmanlı İmparatorluğu’nda Kâğıt Para (Kaime)

Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk banknotlar farklı konularda reformların gündeme geldiği Tanzimat Döneminde tedavüle çıkmış. Banknotlar bu dönemde çıkarılmasının sebebi daha çok reformların finanse edilmesiymiş. İlk Osmanlı banknotları Abdülmecit tarafından 1840 yılında ‘ Kaime-ı Nakdiye-ı Mutebere ‘ adıyla yani ‘Para Yerine Geçen Kâğıt” bastırılmış.  Bu kaimeler para değil çok faiz getirili borç senedi veya hazine bonosu niteliğinde kullanılmak için yaptırılmış. Bu paralar matbaa baskısı yapılmayıp, tek tek elle yapılarak ve her birine de resmi mühür basılarak hazırlanmış. Kaimelerin zaman içerisinde taklidinin yapılabilmesi ve kâğıt paraya olan güvenin azalması nedeniyle 1842 yılından itibaren kaimelerin matbaada bastırılmasına başlanılmış.

2. Cumhuriyet Dönemi Banknotları

Cumhuriyetin ilk yıllarında savaşın sonuçları ve ülkenin ekonomik durumundan para bastırılamadığı için 1927 yılı sonuna kadar kaimeler tedavülde kaldı. Ülke parasının bir devletin egemenlik ve bağımsızlık sembolü olması nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 30 Aralık 1925 tarihinde  ‘Mevcut Evrak-ı Nakdiyenin Yenileriyle İstibdaline Dair Kanun’ isminde bir kanun kabul edildi. Bu kanuna göre Türk banknotlarının bastırılmasına karar verilerek kaimelerin aynı nitelik ve miktarda kâğıt para ile değiştirilmesi istenmiş olup paranın şekli ve basılıp değiştirilmesi gibi konuları düzenlenmiş. 1 Kasım 1928 Harf İnkılabından önce bastırılan bu banknotların ana metinleri eski yazı Türkçe, kupür değerleri ise Fransızca olarak yazılmıştır.

3. Cumhuriyet Dönemi İlk Banknot

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk banknotları yani E1 Emisyon Grubu banknotları İngiliz firması olan Thomas De La Rue firması tarafından basılmıştır. Banknotlar 5 Aralık 1927 tarihinde dolaşıma çıkarıldı. Bu emisyon grubu içinde yer alan 5 Türk lirası banknot ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlıkla güçlendirilmek amacıyla kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından tedavüle sokulan ilk banknottur. Birinci Emisyon Grubu banknotlar 5 Aralık 1927 tarihinde piyasaya çıkarılmış olup tedavülde bulunan mevcut evrak-ı nakdiyeler ise, 4 Aralık 1927 tarihinden itibaren piyasadan çekilerek 4 Eylül 1928 tarihinde tamamen kullanılmaz hale gelmiştir.

4. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Kuruluşu

Cumhuriyet Yönetiminin, banknot basımı imtiyazı kurulacak bir milli bankaya verilmesi konusundaki karar doğrultusunda, Türkiye Büyük Millet Meclisince 11 Haziran 1930 tarihinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kurulması kabul edilmiştir. Banka, gerekli hazırlıklar tamamlanarak 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyete geçirilmiş ve banknot ihracı imtiyazı tamamen Merkez Bankasına verilmiş.

5. Kağıt Parada Atatürk ve Banknot Matbaası

1950 yılına kadar banknotlarda  o zamana kadar görev yapan bütün cumhurbaşkanlarının resimleri bulunurken 1 Aralık 1951 yılından itibaren Atatürk’ün resminin kullanılmasına karar verildi. İlk olarak 50 liralık banknota basılan Atatürk resminden sonra ‘Neden kağıt parayı biz basmıyoruz?’ denmiş olmalı ki bunun için Banknot Matbaası kurma fikri ortaya çıkmış ama uygulanması 1958 yılında bulmuştur. İlk 100 lira basılmıştır sonra piyasaya verilen kağıt paraların basımı Ankara’daki Banknot Matbaasında gerçekleştirilmeye çalışıldı.

6. Efsanevi Mor Binlik

15 Haziran 1966 tarihinden itibaren yavaş yavaş 6. emisyon grubu paralara geçilmeye başlandı. 1970’li yıllar ekonomide yüksek enflasyonun hakim olduğu, kıtlık dolu yıllar olarak tarihe geçmiştir (tanıdık geldi değil mi?). Dünyada yaşanan petrol krizleri, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve sonrasında maruz kalınan ambargo ekonominin durumunu iyice kötüleştiği bu dönemde tüm bunların sonucunda paranın değeri çok düştü ve kuruşun kıymeti kalmamış. 1979 yılından itibaren 7. emisyon banknotlar piyasaya verilmeye başlanmış, 1970’lerin sonuna kadar en büyük bin lira ulaşılamaz bir paraymış. Hatta 5. emisyonun ”mor binlik” olarak adlandırılan bin lirası, görebilenlerin sayılı olduğu, efsanevi bir para olarak bilinmekte. 1980 senesinden sonra ise bin liralar her para gibi değerini kaybetmiş.

7. Bir Milyon Liranın Hayatımıza Girişi

Sadece oldların hatırlayacağı bir durum olan 5 bin, 10 bin, 20 bin, 50 bin, 100 bin, 250 bin ve 500 bin liralık çok sıfırlı banknotlar basıldı, 1995 yılında ise Türkiye 1 milyon liralık banknotla tanıştı. Tabi bu tarihten sonra artık bin lira madeni para olarak bile görülmedi.

1990’lı yıllara girildiğinde milyonluk kağıt para da yeterli gelmediği için 5 milyon, 10 milyon ve 20 milyon liralık banknotlar tedavüle girdi. Yeni milenyuma girildiğinde Türk parasının birimi ”milyon lira” oldu, sıfırların yarattığı karmaşadan kurtulabilmek adına 2000’li yıllara girer girmez iki aşamalı bir para reformu düzenlendi. Bu reform, Türkiye’de ilk defa paradan sıfır atma operasyonu olarak bilinir. Bu amaçla, öncelikle 28 Ocak 2004 tarihli ve 5083 sayılı ”Türkiye Cumhuriyetinin Para Birimi Hakkındaki Kanun” çıkarıldı, ardından reformun birinci adımı olarak 1 Ocak 2005 tarihinde altı sıfır atılarak 8. emisyon paralar piyasaya sürüldü. O dönemde acaba eski paraya göre neydi yeni paraya göre ne kadar hesaplaması yaparak hafif bir beyin yanması da yaşamadık değil…

8. emisyon paralarının birimi Yeni Türk Lirası olurken, 5, 10, 20, 50 ve 100’lük kupürlerden meydana gelmekteydi. 1, 5, 10 ve 20 liralık kupürler, halkın 20 senelik bol sıfırlı para alışkanlığından kurtulup sıfırsız Yeni Lira’ya kolay adapte olabilmesi için grafik tasarım olarak 7. emisyonun eş kupürleriyle aynı yapıldı. Tabi bu durum yinede kafa karışıklığı yarattı. Türk lirasından 6 sıfır atılmasıyla 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Yeni Türk Lirası’na geçiş gerçekleşti.

Cumhuriyet’in kurulmasından günümüze kadar 24 farklı değerde banknot dolaşıma çıkarılmıştır. İlk altı emisyon grubundaki banknotların tamamı ile Yedinci Emisyon Grubu’ndaki banknotların bir kısmı dolaşımdan kaldırılmış ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin sonunda değerlerini yitirmişlerdir. 1 Ocak 2009 tarihinde ise para reformu ile para birimine geçici bir süre için ve karışıklıkları önlemek amacıyla eklenen “Yeni” ibaresi kaldırılarak Dokuzuncu Emisyon Grubu banknotlar piyasaya sürüldü. Türk lirası banknotlarda kullanılan en önemli güvenlik özelliği olarak paramızda ilk kez holografik şerit folyo kullanıldı. Paranın arka yüzde yer alan renk değiştiren şerit ile Braille alfabesi ile kupür sıralarını belirten kabartma baskılar da bir başka yenilik olarak görme engelli vatandaşlarımızın daha rahat kullanılması için eklendi.

8. En Zengin Müze: Devr-i Alem Gaziantep Para Müzesi

Esat Kaplan’ın kişisel para koleksiyonunu 2005 yılında önce gezici müzeye, sonra hem kalıcı hem gezici müzeye dönüştürdüğü, iki yüzden fazla ülkenin, günümüzde var olmayan ülkelerin dahi paralarını bünyesinde barındıran müzedeki en eski para Fransa’ya ait 1792 tarihli paradır. Osmanlı dönemine ve Cumhuriyetin ilk yıllarına ait para örnekleri de bulabileceğiniz Devr-i Alem Para Müzesi ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Adres: Karagöz, Hasırcı Sk., 27400 Şahinbey/Gaziantep

Konum için tıklayın. 

Ziyaretçi Yorumu: “Kendi imkanlarıyla işleyen bir müze dolayısıyla ayrı bir ilgi çeken biryer.Dünya üzerinde bulabileceğiniz bütün paralar mevcut 1910  da basılmış Rus imparatorluğunun büyük banknotları bile mevcut.Giriş ücreti 15 tl parayı sonuna kadar hakeden bir yer.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir